Osmanlı Araştırmaları Vakfı  - Prof. Dr. Ahmed AKGÜNDÜZ

İşaratül İcaz

Ürün Kodu : 285
Fiyat
:
1.400,00 TL
İndirimli Fiyat
:
840,00 TL
%40indirimli
Paylaş:
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • Yorumlar (0)
  • Tavsiye Et
  • Resimler
  • Çalışmayı hazırlayan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün tanıtım yazısıdır:

     

    İŞÂRÂTÜ’L-İ’CÂZ İLE ALAKALI İLMÎ ÇALIŞMA HAKKINDA ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

    İşârâtü’l-İ’câz Fî Mezânni’l-Îcâz’a Yapılan tercümeler

    Bediüzzaman’ın harp cephesinde telif eylediği Arapça İşârâtü’l-İ’câz Fî Mezânni’l-Îcâz adlı tefsiri kendisi tarafından Türkçe’ye tercüme edilmemiştir. Ancak kendisine gelen tercümeler arasından kardeşi Abdülmecid Efendi’nin tercümesini basılmak üzere tercih eylemiştir. Bunun en önemli sebebi, karde-şinin bu Tefsiri kendisinden bizzat ders almış olması olsa gerektir. Ancak her ikisinin de vefatından sonra yeni tercümeler yapılmıştır. Bunlar hakkında kı-saca bilgi ve değerlendirmelerde bulunmak, bu eserin ehemmiyetini belirt-mek açısından zaruridir.

    Birincisi, Prof. Dr. Şa’di Eren kardeşimiz, iyi bir müfessir ve Nur Talebesi olarak İşârâtü’l-İ’câz Tercüme ve Dipnotlar adıyla Arapça İşârâtü’l-İ’câz Fî Mezânni’l-Îcâz’ı Türkçey’e tercüme etmiş ve dipnotlarla desteklemiştir. Bize göre lafzî tercüme olarak en iyisidir. Biz çalışmamızda ve özellikle Abdülme-cid Ağabey’in tercüme etmediği kısımlarda küllî manada bu eserden istifade ettik. Zira bazı kısımlar, Badıllı Ağabey tarafından da tercüme edilmemiştir. Sadece bazı kelime ve harf hataları bulunmakla birlikte bir kısım ıstı-lahlar açısından eksik kaldığı söylenebilir. Lafzî tercüme, nazmında yani söz dizimi ve tertibinde aslına benzemesi gözeti-len tercüme çeşididir. Bu şekildeki tercüme, tercüme edilecek metin-deki her kelimenin birer birer ele alınıp, onların yerine geçebilecek diğer dildeki lafızların gözden geçirilerek yerine konulması şeklinde yapılan bir tercümedir. Bu bakımdan çoğunlukla bu tür bir tercüme, asıl metnin anlamını çok zor aksettirmektedir. Onun içindir ki bu tercüme tarzı edebî eserlerde özellikle Kur’ân-ı Kerim’de kullanımı son derece güç, hatta imkânsız görülen bir tercümedir.

    İkincisi, İşârâtü’l-İ’câz (Yeni Tercüme) ünvanıyla Bahaeddin Sağlam tarafından yapılmıştır. Ancak Türkçe’deki bazı eksiklikleri ve cümle yapıların-daki bir kısım hatalar yüzünden ciddi manada hataları bulunmaktadır. En önemlisi de, “Güya Üstad’ın 300 hatasını tespit etmiş, tabiat, haşir ve benzeri risalelerin bugün hükümsüz olduğunu söylemiş” ve ayrıca Tev-rat’ın muharref olmadığını iddia etmek gibi itikadî açıdan inhirafları bulunan bu zatın çalışmasını nazara almadık. ÜSTAD’IN 300 HATASINI BULAN BU DENGESİZ ADAM ELBETTEKİ BİZE DE ÇAMURLAR ATMAYA BAŞLAMIŞTIR.

    Üçüncüsü, Abdülkadir Badıllı Ağabey’in İşarat’ül-İ’caz Tercümesi kendi diliyle şöyle anlatılabilir: “Kabiliyetim nisbetinde olduğu gibi Arap-ça’sından Türkçe’ye bir çevirmedir. Ancak Türkçe’ye çevrilmesi esnasında, Türkçe dilinin bazı zarurî icaplarına riayete mecburiyet hasıl olduğu gibi; mücmel ve muğlak bazı yerlerini de meselalar ile, yaniler ile, ekserisi paran-tezler içerisinde, kabiliyet ve kariham nisbetinde açmağa çalışmışımdır. Dip-notlarda da Hadis-i Şeriflerin ve bazı kelam-ı kibar’ların; ve isimleri geçen meşhur kitaplar ve müelliflerin me’hazlarını ve kısaca hayatlarını da vermeğe gayret ettim. Ve bu arada Mantık ve Usul’ün bazı istilahlarını da me’hazlarından göstererek de derceyledim. Tevfik ve hidayet Allah’tan, ihlas ve rıza da O’ndandır.” Ancak bazı çeviri hataları ve Türkçe problemleri olduğu bir gerçektir. ŞUNU DA İLAVE EDELİM Kİ, TERCÜMESİ ABDÜL-MECİD AĞABEY TERCÜMESİ TARZINDADIR VE MA’NEVİ TERCÜMEYİ İHMAL ETMEMİŞTİR.

    Dördüncüsü, Büyük Âlim Molla Musa Celâlî de Hâşiyetü İşarat’il-İ’caz adlı bir eser telif etmiş bulunmaktadır. Biz, bazı noktalarda bu eserler-den de istifade eyledik. Bu ilmî çalışmamızda biz, Abdülmecid Ağabey’in tercümesini esas aldık; ancak hem Badıllı ve hem de Şadi Eren Tercü-mesinden de istifade ettik. Ağabey kendi tercümesi hakkında şunları itiraf etmektedir: “Allah’ın avn ü inayetiyle; ümidimin, iktidarı-mın fevkinde şu tercümeyi iyi-kötü yaptım. Noksanları çok-tur, Müellifçe ıslahları lâzımdır. Zaten onun himmetiyle bu kadarını ancak ya-pabildim. Yoksa, nazm-ı Kur’ân’daki îcazlı olan i’câzı, kısa ve veciz olarak beyan eden bu tefsiri sönük, kör bir fikirle tercüme et-mek, Abdülmecid’in işi değildir. Yine onun fart-ı şefkatinden himmeti yetiş-ti, ikmâline muvaffak oldum. Müellifin küçük kardeşi ve Nur talebesi Abdülme-cid”

    Biz bu Çalışmamızda Neler Yaptık?

    Evvela, çalımada esas olarak Abdülmecid Ağabeyi’in Tercümesini aldık; ancak hem Badıllı ve hem de Şadi Eren Tercümesinden de istifade et-tik. Bizim de tercümede bazı katkılarımız oldu. Yapılanı yeniden yap-mak yerine, yapılanlardan istifade eyledik.

    Saniyen, Abdülmecid Ağabeyi’in tercüme etmediği kısımları TERCÜME-NİN İKMALİ yoluna ittik. Bu hususta Prof. Dr. Şa’di Eren kardeşimizin çalış-masından çokça istifade ettik ve bazı ufak tashihler dışında çoğu kere aynen aldık. Abdülkadir Badıllı Ağabeyin tercümesi için de aynı şey geçerlidir.

    Salisen, Abdülmecid Ağabey’in tercümesinde bulunan tercüme hatalarını tashih eyledik. En önemlisi tercümedeki itikada muhalif olacak yanlışları ve paragraf kaymalarını düzelttik.

    Râbian, İşarat’ül-İ’caz’daki bütün ilmî ıstılâhları dipnot olarak açıkladık. Ayrıca Âyet, Hadis ve Arapça diğer ibareleri, dipnot halinde tercüme eyledik.

    TERCİHİMİZİN EN ÖNEMLİ SEBEBİ: Baklavayı biliyorsunuz. Bir usta hamuru açar; aralarına fıstık yahut ceviz içini yerleştirir. Dilimlemeyi yapar. Eğer bundan sonra fırında pişirip şerbetini dökerse, o zaman baklava olur. Eğer hazır baklavayı pişirmez ve şerbetini dökmez ise baklava olmaz. Bize göre, diğer tercümeler güzel yapılmış; ancak tam pişirilip şerbeti dökülme-yince manevi baklava tam olamamış. Abdülmecid Ağabey’in tercümesinde manevî tercüme metodunu tercih etmiştir. Tefsîrî (Manevî) Tercüme de-mek, Nazmında ve tertibinde aslına benzemesi gözetilmeyen tercümedir. Bunda asıl gaye, mananın güzel bir şekilde ifâde edilmesi olduğu için uygu-laması kolaydır. Günümüzde bu tercüme şekli kabul görmektedir.

    ABDÜLMECİD AĞABEY’İN TERCÜMESİ, EKSİKLİKLERE RAĞMEN, ÜSTAD’DAN BİZZAT DERS ALDIĞI İÇİN, MANEN PİŞİRİLMİŞ, MANEVÎ ŞERBE-Tİ DÖKÜLMÜŞ VE TAM BİR İLİM BAKLAVASI HALİNE GELMİŞTİR.”

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.